- "(...)mutlu prens'in gözleri yaşlarla doluydu ve altın yanaklarından yaşlar süzülüyordu. yüzü ay ışığında o kadar güzeldi ki kırlangıç'ın içi acımayla doldu.
'kimsin sen?' dedi.
'ben mutlu prens'im.'
'o zaman neden ağlıyorsun?' diye sordu kırlangıç; 'sırılsıklam ettin beni!'(...) "
muhteşem oscar wilde öykülerinden biri... yoksa masal mı demeliyim? çok duygusal bir şey, romantizm akımının özelliklerini taşıyan sevimli bir öykü, bir kış gecesinde uykuya dalmakta zorlanan bir ufaklığa okunabilecek türden, çok sevimli... mutlu prens; bir heykel ve bir kırlangıcın öyküsü. size bu öyküyü anlatacağım: (orijinalini okumanız tavsiye olunur ama)
--! spoiler !--
mutlu prens adı takılan, hayatı zevk içinde geçen prens ölünce heykeli dikilmiş. kendisi zevk içinde yaşarken halkı pek önemsemediğinden, şehrin tam ortasına dikilmiş heykeli, bunun sonucunda da ülkedeki tüm sefaleti gözleriyle görmesi sağlanmış heykelin. heykelin altın kaplama vücudu, safirden gözleri, kılıcının kabzasında yakuttan bir de süsü varmış.
kırlangıcımız, türdeşleri güneye giderken o ülkede biraz daha kalmışmış, bir saza, su kenarındaki bir kamışa olan aşkı yüzünden. ama sıkılmış sevgilisinden, tam şehirden ayrılacakken mutlu prens'in heykeliyle tanışmış.
tam gitmek üzereyken -mısır'a gidecektir, büyük kralın lahdinin yanında uyuyacaklardır türdeşleriyle- mutlu prens bir istekte bulunur ondan.. çok uzaklarda yaşayan terzi kadına, kılıcın kabzasındaki yakutu götürmesini ister kırlangıçtan. oğlu hastadır terzinin. kuş mızmızlanır biraz ama yapar sonunda, götürür yakutu.
sonra sıra safirden göze gelir, sonra diğer göze.. sonra kör olunca prensimiz, kırlangıç bir daha ayrılamaz yanından. gördüklerini, geçmişte ve şimdi gördüklerini anlatır prens sürekli. hava soğumaktadır. mutlu prensin isteği üzerine altın kaplama vücudu soyulur, o altın varakları fakirlere götürür kırlangıç..
en sonunda, kırlangıç soğuğa daha fazla dayanamaz. prens onu, o da prensi çok sevmiştir.. dudağından öper prensi, ve ayakları dibine düşer, ölmüştür.
ertesi sabah belediye başkanı heykeli ve kuş ölüsünü ve altın varakları soyulmuş çirkin heykeli görür. heykeli kaldırttırır, kuş ise çöpe atılır. mutlu prens'in kurşundan yapılmış kırık kalbi bir türlü erimeyince demirci onu da çöpe atar. ve bir gün tanrı meleklerden birine yer yüzündeki en değerli iki şeyi getirmesini söyler. melek, kurşundan kalple kuşun cansız bedenini getirir. tanrı, bu seçimi doğru bulur ve prensle kırlangıcı cennetine gönderir...
--! spoiler !--
kırlangıcın, önce dişi bir saza(kamış diye de geçer) kur yapması, sonra prens'i sevmesi ilginç bir ayrıntı olarak not düşülebilir tabi..
Vampircik - 2005 - 2015
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.
